Nevra Ünlü: “O Hayvanlar Birbirlerini Yiyerek Hayatta Kalmışlar O Barınakta…”

Basın toplantısını Kozan Yassıçalı Mahallesinde yapımı planlanan hayvan barınağında gerçekleştiren Ünlü şunları söyledi;

Değerli basınım hoşgeldiniz..

Karşısınıza güzel şeylerle çıkmak isterdim ama birtürlü kısmet olmuyor bu..

Öncelikle yaşanan bu vahşet hiçbir şekilde açıklanamaz. Sapasağlam bıraktığım hayvanların ne hale geldiklerini görmek beni çok sarstı.Herkesin merakla beklediği, gerçekleri kendilerine yediremeyip adına KOMPLO dedikleri bu olaydan giriş yapmak istiyorum..

24 mart günü canlı yayınlanan ve akabinde çok tepkilere maruz kalan,sonra da kaldırılan yayını hepiniz izlediniz.. Kendi dediklerine kendileri de inanmadı.. Bir insanı baskılarla ve zorla kağıttan okutularak ne hale getirildiğini de izlediniz.

Kimin ne olduğunu Orada yaşanan gerçekten vahim bir durum vardı. Koca koca insanlar memlekete hizmet etmek yerine işini gücünü bırakmış, inci tanesi gibi dizilmiş,, kendilerince mahkeme kurmuş adımı hiç çekinmeden kullanarak kaba tabirle bana atıp durdular. Keşke beni de oraya çağırarak yüzleşme cesaretini bulsalardı kendilerinde. Sandılar ki tamam biz suçluyu yakaladık, herkes bizi alkışlayacak.. Lakin umduklarını bulamadılar.. Üzülerek izledim.. Kendilerini düşürmüş oldukları duruma çok üzüldüm..

Kozanın adını zavallı hayvanlara yaşattıkları vahşet değil işte bu canlı yayında yaşananlar kirletmiştir.. Ben Kozan’ın adını kirletecek olsaydım kozanda hayvana tecavüz edenleri yakalayıp, bugün hayvana yarın çocuğa olmasın diye kimseden korkmadan mahkeme salonlarına basına sızdırmadan gizlice girip girip çıkmazdım.. Siz Kendi itibarınızı kendi ellerinizle zedelediniz.. İşi siyasete siz döktünüz…

Oysa ki barınakta yaşanan bu elim olay üzerine kamuoyundan bir özür dileselerdi, samimi bir davranış sergileselerdi ortalık o dakika durulurdu. Neyse ben geleyim asıl meseleye..

24 mart canlı yayında herkesin izlemiş olduğu videoda bu görüntülerin 15-20 gün önce yani 9 mart günü çekildiğini iddia edenler,Nevra oraya 2 kişi gönderdi ısrarla isim vererek biri Halil Çiftçi diğerinin ise isimini bilmedikleri bir bayan olduğunu iddia edenler, daha sonra ifade değiştirip bu iki kişiye çuvalla köpek ölüleri göndertip, bölme içine girdirip, köpek ölülerini oraya benim koydurup birde üstüne video çekip basına servis ettiğimi iddia edenler keşke bu kadar vicdandan yoksun kalmamış olsalardı.

Bu video 19 mart günü sabah çekilmiş ve aynı gün bana ve derneklere bizzat AYTAÇ tarafından gönderilmiştir.

Benim ve Aytaç’ın her iki telefonumuzun da teknik olarak incelenmesini talep edip Aytaç’ın bana o videoyu kendisinin gönderdiğini ispatlamak için savcılığa başvuracağımı bildirmek isterim.. Akabinde 23 martta da dernekler olaya el koymuştur ve bende bütün çevremi ve arkadaşlarımı harekete geçirmişimdir..Ve bir şeye daha açıklık getirmek istiyorum.. Aytaç’ın bana gönderdiği ham gerçek videoda konuşma yoktur ve Aytaç’ın çizmeleri orada görünüyordu.. Lakin yayına düşen videoya bir kadın sesi eklenmiş. Yayınlanan ve yüzlerce elden ele dağılan videoların altında görevliyi korumak istediklerini ses eklendiğini yazanları okumuştum.. Tahminim de de yanılmamıştım.. Aytaç’ı bu videodan uzak tutmaya çalışmışlar.. O videonun sesinde isterse küfür olsun isterse şarkı olsun isterse ses olmasın bu acı gerçeği hiç bir şekilde değiştirmez.

Yani anlayacağınız ortada ne bir çuval var, ne çuvalla gelen Halil Çiftçi ve bahsi geçen bir bayan var, ne ben varım, ne de çuval içinde bölmeye konulup yedirtilmiş ölmüş köpekler var. Ortada tek bir gerçek var.. Kaldırdıkları korku filmi gibi bir canlı yayın, bana kurulan komplo, vicdanı susmayan bir genç, her gün açlıktan birbirini yiyen hayvanlar ve Tarım Orman Bakanlığından yedikleri ceza.. Ha bide ben..

Ortada hayvanları düşünen kimse yok inanın. Ortada onca kişinin oraya birikip acaba Nevra’yı biz buradan nasıl vurabiliriz çabasına girmiş insanlar var. Herkesin ağzında bir Nevra. Ben neymişim beee.. Bu kadar mı korktunuz benden.. Yaşınıza başınıza makamınıza hiç yakışıyor mu böyle oyunlar.. Ben bir kadınım kadın.. Onca erkek bir olmuş benimle uğraşıyor.. Utanmıyor musunuz ? Bir belediye düşünün memleketine hizmet etmeyi bırakmış aylardır savunmasız bir kadınla uğraşıyor.. Bütün koltuk sahipleri bir araya gelmiş tabiri caizse biz Nevra’yı ve hayvanları nasıl yok ederiz diye planlar yapıyorlar.. Siz beni değil kendinizi rezil ediyorsunuz.. Bu kozan yıllarca geceleri sokaktan köpekleri tüfekle öldürtenin kim olduğunu da iyi biliyor, Nevra’nın kim olduğunu da.. Hiç bir güç beni hayvanlarımın elinden tutmama engel olamaz.. Ancak beni öldürmeniz gerekli..

Aytaç olayından da biraz bahsedeyim size..

Evet biz aytaçla konuşuyorduk..

Ağzımdan hayır konuşmuyorduk çıkmışcasına ortalığa yazarak yine bir alkış bekliyorlardı. Bunu herkes biliyor zaten.. Ben dayanamıyorum abla diye çok ağlardı o çocuk.. Sırf ona zarar gelmesin diye bazı şeyleri gizli tutarak, barınağın kötü gidişatını ben bugün bana cephe alan videodaki insanların makamlarına haber etmeleri için çok insanlar gönderdim.. Sorumlu yardımcıyı çok aradım.. Çok haber gönderttim.. Hiçbir gün telefonlarıma cevap vermedi.. En son bu olaydan 3 gün önce aradım.. Bana geri dönmedi.. Kısacası kimse önemsemedi.. Beni barınağa almıyorlar, kamuya ait açık bir yere yasak koyuyorlar, sırf benim arkadaşım diye barınağa alınmayıp elinde yemeğiyle geri gönderdiler insanları sahiplenmeleri için insanlar gönderiyorum sahiplendirmiyorlar, sırf benim arkadaşım götürdü diye gönderdiğim yardımları kabul etmediler insanların, barınağın kapısını herkese kapatıp istedikleri gibi at koşturdular içeride..

Sonuç işte bu..

Ben hiç bir gün elimde olan şeyleri paylaşmadım.. Bağrıma taşı basıp o barınağı düzeltmek için dışarıdan çok uğraştım.. Derdim işe geri girmek olsaydı ben o işten hiç çıkmamış, şuanda hakkımda fütursuzca yazı yazanlar gibi bugün maaşımı alıp evimde oturuyor olurdum.. Bir kaç edep haya ar konusundan uzak kalmış insanlar harici emekçilere kızmıyorum ekmekleri derdindeler.. Ama iftira en büyük günahlardan biridir.. Ben bugün işten çıkarıldıysam, kimseye boyun eğmediğim içindir. Kimseye o hayvanları ezdirtmediğim içindir.. Önce barınağı boşaltmak için Ceyhan’a barınaktaki köpekler atmam emredildi yapmadım, akabinde de haberim olmadan gece barınağa götürüyoruz adı altında sokaklardan sahipli sahipsiz ne kadar köpek varsa toplanıp yok edildi.. Doğruyu ve vicdanı savunduğum için onca baskıya rağmen susmadığım için ben işimden edildim..

Aytaç vicdanı ağır basmış bir durumda artık..

Videoda da açlıktan birbirini yediklerini vicdanen rahatız olduğunu açıkça söylüyordu zaten.. Anlattıkları hep hayvanları aç bıraktıklarıydı.. Sürekli köpekleri dövdükleriydi.. Benden kalan mamaları vermediklerini, migrostan gelen yiyecekleri günlerce dışarıda bekletip hayvanlara vermeden dere kenarına attıklarını, veterinerin barınağa haftada 1 geldiği, hasta hayvanların hiçbir tedavisi yapılmadan ölüme terk edildiğini, barınakta benden kalan yüzlerce ilaç varken veteriner hekimin bir tane bile tedavi yapmadığını, kısırlaştırdığı hayvanlara kısırlaştığı gün harici bir daha antibiyotik yapmadığını, ve en can alıcısı da barınak sorumlusunun uyutmak için iğne yaptığını ve Aytaç’a nefes alan köpekleri zorla gömdürttüğünü, her gün sabah işe geldiğinde 3-5 parçalanmış ceset gömdüğünü anlatırdı Aytaç.. İşten atarlarsa atsınlar abla yardım et artık diye isyan ediyordu.. Bunu bir tek bana değil bir çok kişiye söylüyordu.. Şahit isterseniz çokkk… Çocuğun psikolojisi allak bullak olmuş ceset gömmekten.. Her beden bunu kaldıramaz.. Bunu ne o hayvanlara ne de bu çocuğa yaşatmaya kimin hakkı vardı..? Derhal o barınakta ki hayvan düşmanlarını almalılar oradan.. Benim emek emek baktığım hayvanlarımın canını aldılar.. O hayvanlar bugüne kadar birbirlerini yiyerek hayatta kalmışlar o barınakta.. Birbirlerini yiyerek doyurmuşlar karınlarını.. Neden benden kalan mamalar verilmedi ? Ne için sakladınız.. Aytaç’la aramızda bağ adı altında çirkince kullandıkları şeyler kulağıma geliyor.. Diyenleri uyarıyorum.. Sizinde kızınız var.. Aytaç için diyebileceğim tek şey var.. Tanıyabildiğim kadarı ile vicdanlı mert dürüst bir çocuk.. Kimseden korkmasın çıksın konuşsun her şeyi.. Çık konuş Aytaç.. Bana yanıma gel..

Gelelim rant konusuna..

Bizzat belediye başkanı o barınak Nevra’sız dönmez, Nevra olmazsa biz hayvanlara bir şey alamayız, kasayı boşaltmışlar diyip beni orada tutmaya çalışırken şimdi ne oldu ? Ben gittikten sonra mama ilaç yardımları kesildikten sonra neden hırçınlaştılar..? Kendi döneminde gönüllü çalışırken de barınakta 5 kuruş harcamayıp benim bulduğum yardımlarla o hayvanlar doyarken neredeydiler ? Kozan Belediyesi Sayın Meclis Üyelerimden son 7 yıl belediye bütçesinin incelemelerini talep ediyorum..

7 yıl çok denirse 2 yıl oda çok denirse benim işten çıkmadan önceki son 1 seneyi.. 1 tane mama, 1 tane ilaç, 1 tane süt yoğurt, 1 tane veteriner hekim tedavi, 1 tane yiyecek barınağa alınmış fatura çıkarsınlar KOCA KOZAN SURATIMA TÜKÜRSÜN işte o zaman.. Saçımın sarı boyasından evimde ki 2 sokak köpeğimden başka bir şeyim yok.. Sosyal hayatım yok.. Yıllardır kılık kıyafetimde ortada.. Rant dedikleri bağış ve yardımlarla, maaşımla, arkadaşlarımla bugünlere kadar geldi o barınak. Var mı ben Nevra’ya hayvanlar için para gönderdim yedi diyen, 1 tane insan tarafından hakkımda şikayet.. Kendi gürültülerinden başka hiç bir şey yok ortada.. Derneğimde burada duruyor bende buradayım.. ispatla çıkacaklar karşıma.. Buyursun vekalet vereyim belediyeye derneğimi, mal varlığımı, yaşantımı, evimin içini araştırsınlar.. Çekinmesinler… Şüphesi olan ispatlayacak savcılığımız orada hakkımda şikayette bulunacak.. 6 aydır arkamdan böyle konuşmayacak konuşturtmayacak.. 35 milyar ben 50 milyar anam borçlu.. Madem rant elde ediyorum salakmıydım ben bunca borçla yaşayayım..

Bakın barınak yönetimi idaresi nedir bilmeyen, barınak düzeni nedir bilmeyen, bölme düzeni bilmeyen, hayvan refahı ve pskilojisinden anlamayan, 5199 dan bir tane kanun maddesi bilmeyen, vicdandan yoksun insanlara sorumluluk verirseniz olacağı buydu.. Bizim zamanımızda hiç bir canlı orada ne açlıktan öldü nede açlıktan birbirini yedi.. Ben sosyal medyamdan ölüsünü de paylaşırdım onların dirisini de.. Orası barınak canlı yaşıyor nihayetinde.. Elbette ölümler olacak.. Ama bu zulmü onlara biz hiç yaşatmadık..

Herkes şunu iyi bilsin..

Bunca ay sessizce nefesim hep ensesindeydi o barınağın..

Onca emeğim olan hayvanlarımın ne hale gelmiş bir deri bir kemik.. Bunlarda mı yalan.. Herkes gözüyle gördü oranın içler acısı durumunu.. Şimdi açıkça söylüyorum.. Bir daha böyle zulmü o barınakta ki hayvanlara reva görürseniz bunu kanıtlamak için ALENEN gerekirse telden atlarım bizzat kendim çeker ifşa ederim.. Gözüm hep üstünüzde.. O barınakta ki hayvanlara layık oldukları şekilde bakmaya mecbursunuz.. Bu zulme sebep olan insanları oradan alıp yerine merhametli işi bilen insanları koyun.. Görüntüler ortaya çıkınca ne oldu bakın hayvanların karnı doydu.. Yardımlar geldi.. Barınağın kapısını insanlara açmak zorunda kaldılar.. Kötü mü oldu..

Son bir şeye daha değinmek istiyorum.. Aylardır bana yapılan her şeye sustum.. Namusuma kadar dil uzattılar.. Ellerinde hiç bir kanıt yokken Hırsız dediler rantçı dediler, derneğime laf ettiler,. Kimseye zararımız olmayacak köyün dışında eski harabe bir çiftlik kiraladık arkadaşlarımla.. Barınaktaki muhtaçları alıp, sokaklardaki muhtaçları alıp bakmak için.. Dernek üyelerim, dostlarım ve kozanda ki iş adamlarımızla ayağa kaldıracaktık orayı.. Yapacak olduğumuz yeri durdurmak için türlü türlü çirkinlikler yaptırdılar.. Eşyalarımı çaldırttılar (jandarmada dilekçem var) kaçak inşaat yapıyor diye başka başka isimlerle denize düşen yılana sarılır misali dernek paralarını yiyen elin dolandırıcısıyla cimere şikayet ettirerek adamlar gönderdiler, bu olayın ertesi günü bile geldiler, köyü üzerime salmaya çalıştılar, harçlarım yatırılmasına rağmen elektiriğimi vermiyorlar.. Şunu iyi bilsinler beni bunlarla bezdiremezsiniz.. Bu memlekette kanun var kanun.. Bütün bu bana yaşatılanları bütün bakanlıklara yollayacağım.. Yani konu bunların hayvan sevgisi filan değil.. DERTLERİ SADECE BEN..

Sizlerinde daha fazla vaktini almak istemiyorum değerli basınımız..

Başta Sayın Milletvekilim Tamer Dağlı ya kendisiyle telefonla da görüştüm çok alakadar oldu sağ olsun, Adana Valimiz Sayın Mahmut Demirtaş’a ,Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeydan Karalar’a, Adana AKP il başkanımız Mehmet Ay’a ve teşkilatına, Kozan MHP ilçe başkanım Nihat Atlı ve teşkilatına, Kozan AKP ilçe başkanım Yusuf Bilgili ve teşkilatına, Kozanımızın değerli basınına, Haklarını savunan bütün derneklere, Sabah gazetesine, Show Tv’ye, Hayvansever tüm dostlarıma, arkamızda duran tanıdık tanımadık tüm dostlara Kendim ve hayvanlar adına bu zulme susmadığınız için çok teşekkür ederim..

Yardım gönderen herkesten Allah razı olsun.. Son 5 gündür sayenizde hayvanların karnı doyar oldu.. Şimdi komplo diye ortalığa düşenlerden onurluca istifa edecek bir insan evladı var mı o koltuklarda..? Pırıl pırıl bıraktığım hayvanlarımın canını aldılar, kalanlar da ne hale gelmiş.. Ben sizleri önce Allah’a sonra adalete teslim ediyorum.. Bana kendi dilleriyle konuşayım komplo kuran baştan sona kim varsa haklarında suç duyurusunda bulundum..Onurları varsa istifa etsinler.. Benim bir Suçum varsa da çekmeye razıyım.. Hayvanlarıma canım feda.. Bir cinayeti, ortaya çıkarmanın suçu yoktur.. Hiç kimsenin o hayvanları o hale düşürmeye de hakkı yoktur.. Hiç bir gün susmadım ve bundan sonra da Allah ömür verdikçe susmayacağım.. Ortada bir tek gerçek var.. Bu hayvanlar oradaki bakıcılar tarafından bilerek aç bırakılarak bunca ay açlıktan birbirlerini yiyerek hayatta kaldı o barınakta.. O barınakta şu anda hayvansever kimse yok..

Sevgili kozan halkı bu görüntülerin bir daha yaşanmaması için o barınağa düzenli gidin kontrol edin ettirin.. En ufak yanlışlarında beni bilgilendirin.. Sevgiler..

Kaynak: www.kozanbilgi.net